İyi Beslen İyi Hisset...



Blog

CLASSIC LIST

09/Ara/2022

Bireyin sağlığını ve iyilik halini bütün yanları ile geliştiren, çevresel baskısı ve etkisi çok az düzeyde olan, ulaşılabilirliği yüksek, uygun maliyetli, güvenilir, kültürel açıdan uygun ve eşitlikçi diyet programlarına ’sürdürülebilir beslenme programları’ denir. Kısaca, FAO tarafından besleyici, güvenli, sağlıklı, ekosistemi koruyucu, ulaşılabilir, adil, ekonomik olarak erişilebilir, doğal kaynaklı yaşam biçimi olarak tanımlamıştır.

Sürdürülebilirliğin yanı sıra ekonomik ve sosyoekonomik açıdan uygunluk ve devamlılık sağlaması, tarıma ve beslenme güvenliğine katkı sağlaması gereklidir. 

Hedef olarak; bireylerin tümünün gelişiminin en uygun seviyede olması, malnutrisyon gelişmesinin önlenmesi, biyoçeşitliliğin ve gezegenin korunmasını desteklemek belirlenmiştir. 

Sürdürülebilir Beslenme Modellerine örnek olarak Akdeniz Diyeti ve Yeni İskandinav Diyeti gösterilebilir. Her iki diyetin bitkisel kaynaklı olması ortak özelliği iken aralarındaki en belirgin fark kullanılan yağdır. Akdeniz tipi diyette zeytinyağı kullanılırken, İskandinav diyetinde kanola yağı kullanılır.

Nüfus ve gıda israfının artış hızı, şimdiki ve gelecekteki nesiller için mevcut beslenmenin devamının ve besin ögesi ihtiyaçlarının karşılanmasının risk altında olduğunu gösteriyor. Ve bu tehditlerin ortadan kaldırılması için bireylerin besin tercihlerini değiştirmeleri amacıyla birçok çalışma yürütülüyor.

“Sürdürülebilir Gıda Geleceği için Beslenme Şeklini Değiştirmek” raporuna göre; tüketicilerin beslenme seçimlerindeki küçük değişimler, çevre problemlerinin azalması ve tarımsal kaynak kullanımı gibi büyük etkiler oluşturabilir.

 

Sürdürülebilir beslenme ilkeleri;

  • Yeterli ve dengeli beslenin.
  • Hayvansal kaynaklı proteinlerin (yumurta, et, süt) yerine bitkisel protein kaynaklarını tercih edin.
  • Günde en az 5 porsiyon sebze meyve tüketmeye özen gösterin.
  • Şeker, yağ, tuz içren gıdaların tüketimine dikkat edin.
  • Baklagillerin, tam tahılların, fındık, ceviz veya badem gibi yağlı tohumların tüketimini arttırın.
  • Sürdürülebilir balıkçılık ile avlanmış (sezonunda avlanmış, avlanma riski olmayan) balıkları tercih edin.
  • Sebze ve meyveleri mevsiminde tüketin.
  • Ambalaj, poşet, plastik kullanımını azaltın, tekrar tekrar kullanılabilen çevreye zarar vermeyen geri dönüştürülebilir ürünler tercih edin. 
  • Kırmızı et, işlenmiş et ürünleri ve hayvansal kaynaklı yağ tüketimini azaltın.
  • Sağlıklı bir yaşam sürmek içinde, ideal kiloya inin
  • Beslenme alışkanlıklarınız sürdürülebilir olsun.
  • Besin israfı yapmayın. Besin sularını veya sap, yaprak kısımlarını değerlendirin.

Yapılması gerekenler;

  • Diyet psikolojisinden çıkın. 
  • Kendi sağlığınız, hayatınız için bir şeyler yaptığınızı düşünün.
  • Beslenme programınız açlık hissi oluşturmamalı. Fakat yemek için değil yaşamak için öğünlerinizi ayarlayın
  • Diyette yasak olmaz, önemli olan ne kadar tüketildiği ve ne sıklıkla tüketildiğidir.
  • Beslenme günlüğü tutmak, tüketiminizi kontrol altına almanıza yardımcı olur.
  • Yerel besinleri tüketmeye ve yerli üreticilerden alışveriş yapmaya özen gösterin. Satın aldığınız besinleri doğru koşullarda saklayın.

 


29/Kas/2022

Gıdanın besleyici değerini koruyarak raf ömrünü uzatmak amaçlı kullanılan maddelerin tümünü Gıda Katkı Maddeleri başlığı altında toplamak mümkün.

Günümüzde 8000’in üzerinde gıda katkı maddesi bulunur. Ve bu maddeleri denetleyerek üzerinde araştırma yapacak bazı kuruluşlar bulunmaktadır. (CAC, CCFA, JECFA) En bilinenlerden biri JECFA. Dünya Sağlık örgütü(DSÖ) ve Gıda Tarım Örgütü(FAO) birlikte gıdalarla ilgili komisyon (CAC) oluşturdu. Ve bu kuruluşun alt komitesi Birleşik Gıda Katkı Uzman Komitesi (JECFA),  katkı maddelerinin insan üzerindeki etkilerinin ve kullanım sınırlaması ile ilgili raporlar hazırlamaktadır. Çeşitli ülkelerde bu raporları göz önünde tutarak kendi listelerini oluşturmaktadır. 

Ve bahsi geçen kuruluşlarca Günlük Alım Dozu(ADI) belirlenir.

Ülkemizde de Türk gıda Kodeksi tarafından 335 gıda katkı maddesine izin verilmiştir.

En Bilindik İsimler Nelerdir?

Aslında içerik okuyan birçok tüketici birçoğunun ismini defalarca görmüştür. Amaçları doğrultusunda ve kodlamaya uygun olarak incelendiğinde birkaç alt başlıkta toplanabilir.

Renklendirici olarak kullanılan;  eritrosit, paso 4R, indigotin.

Bozulmayı önleme amacıyla koruyucu olarak kullanılan; asetik asit, paraben, asetatlar, nitrat, nitrat, sülfit, amilaz, pektinaz, glukoz oksidaz, intervaz, katalaz, propiyonik asit, benzoik asit

Oksitlenmeyi önleyerek acılaşmaya engel olan antioksidanlar;tokoferol, askorbik asit, BHA,BCT, gallat

Homojen bir görünüm için emülsifiyerler; lesitin, monogliserit, digliserit, na-prifosfat

Tat ve koku vericiler;monosodyum glutamat, aspartam, asesulfam k, sorbitol, sakkarin

Asit-baz dengesi için Ph ayarlayıcılar ve geniş amaçlı kullanılanlarda mevcut.

 

Hangi durumlarda zararları vardır?

Birçok çalışma gıda katkı maddelerin vücut üzerindeki olumsuz sonuçlarını ortaya koymuştur.

Özellikle vücuttaki zararlı etkilerini gözlemlemek için , kullanılabilir gıda katkı maddeleri listesinde yer almaması,  belirlenen limitlerin üzerinde kullanılması, 

teknolojisine uygun kullanılmaması gerekir.

En çok dikkat edilmesi ve korkulması gerekenler?

Gıda katkı maddelerinde en çok görülen semptomlar, kronik ürtiker, anjio ödemdir. Bunları takiben; atomik egzama, kızarıklık, hipotansiyon, karın ağrısı, diyara, astım reaksiyonları gibi rahatsızlıklarda oluşturur. Ve bu rahatsızlıkların oluşumuna neden olan gıda katkı maddelerinin en çok gazlı içecek ve çikolatada bulunduğu tespit edilmiştir.

Bunun dışında bazı gıda katkı maddelerininde sizler için bilgisini aktaralım.

Lezzet arttırıcı olarak kullanılan GLUTAMİK ASİT;  nörotoksik madde olarak tanımlandığı makaleler vardır ve beyin hasarı oluşumuna sebep olur. Göğüs ağrısı, uyuşukluk gibi etkileride kanıtlanmıştır.

Hazır jöle, şekerleme, karides konservesi, hazır kek, kurabiye gibi gıdalarda renklendirici olarak kullanılan TARTRAZİN; özellikle çocukları hedef alıyor ve çocukluk hiperaktivitisine neden oluyor.

Yapay tatlandırıcı olarak neredeyse elimize her aldığımız gıdada bulunan MONOSODYUM GLUTAMAT ve ASPARTAM tatlandırmanın dışında aslında vücutta bağımlılık etkisi yapıyor. Migren ataklarındada etkisi çok büyük. Boyun ve baş ağrısı, çarpıntı ve kan insülin düzeyinde artış gibi etkileri vardır.

Bakteri oluşumunu önlemek amacıyla özellikle NİTRİT ve NİTRAT; vücutta kansorejen hücre oluşumunu destekler ve hızlandırır.

Cips, hazır köfte, hazır sos, sucuk, salam, sosis gibi gıdalarda sıkça kullanılan SODYUM BENZOAT ve POTASYUM BENZOAT; genotoksik etkileri sebebi ile DNA hasarına yol açıyor.

 

Gıda katkı maddesi içermeyen besinlerle beslenme hayli zorlaştı. Önüne geçemediğimiz bu durumu en az zararla atlatmak için birinci aşama bilinçli tüketici yetiştirmek olabilir.

 


21/Eki/2022

Bireyin harika sonuçlar aldığı diyet listelerini bir başkası uyguladığında sonuç alamayabilir. İşte bu sebeple beslenmenin kişinin temel ihtiyaçlarına göre hazırlanmasına önem veriyoruz.

Son günlerde kişisel ihtiyaçlara göre beslenme bireyler tarafından fazlasıyla önemseniyor. Kişisel beslenme konusunda yardım için de işin uzmanına gitmek en doğrusu. 

Kişisel beslenme danışmanlığı fazla kilolarından kurtulmak isteyen bireylerin zayıflamak için oluşturulan programların yanı sıra daha farklı durumlarda içerir. Çok zayıf olduğu için kilo almak isteyen bireyler, hamilelik döneminde sağlıklı beslenmek isteyen gebeler, menopoz dönemini sorunsuz atlatmak isteyen bayanlar ya da performanslarını arttırmak isteyen sporcular için de ayrı bir kişisel beslenme danışmanlığı verilir.

Diyet ve beslenme programlarının kişiye özgü hazırlanmasının birçok nedeni var. Her birey kendi içinde farklı bir yaratılışa sahiptir. Bu nedenle günlük enerji miktarı ve besin ihtiyacı konusunda da farklılıklar gösterir. 

Beslenme programı oluşturulurken cinsiyet, yaş, kişide var olan hastalıklar, kullanılan ilaçlar, vücut ağırlığı, çalışma ortamı, beslenme alışkanlıkları gibi değişken faktörler göz önünde bulundurulmalıdır. 

Beslenme ve diyet programları bu değişkenler dikkate alınmadan hazırlanırsa maalesef kişi istediği sonuca ulaşamayabilir, sağlık durumu daha kötüye gidebilir. 

Diyabet, kalp damar, sindirim sistemi hastalıkları, tansiyon, böbrek, karaciğer hastaları ya da psikolojik rahatsızlık durumları olan bireylerin daha dikkatli ve sağlıklı beslenmesi şarttır. Bu konuda daha farklı bir hassasiyet gösterilmesi gerekir. 

 

Program oluşturma süreci nasıl olur?

Diyet listeleri oluşturulmadan önce bireyi tanımak çok önemlidir.  Bireyin iş yerinde bir gününün nasıl geçtiği, sosyal yaşantısı, akşam kaçta uyuyup sabah kaçta kalktığı gibi tüm detaylara dikkat edilir.Diyet Programı

Kanın şeker düzeyi, kolesterol, karaciğer enzimleri, B12 ve demir değerleri incelenip beslenme programında çıkarılıp ve eklenmesi gereken besinler karar verilir.

Daha sonra klinikte bulunan BIA cihazında yapılan analiz incelemesi yapılır. Çıkan kilo, yağ oranı, ödem, bazal metabolizma hızı, kas oranı gibi etkenler belirlenir. Ve tüketilecek besinler, porsiyon ölçüleri ile ilgili ayrıntılı bilgiler verilerek diyet listesi oluşturulur.

Diyet listesinin yanı sıra bence en önemli detay bir sonraki görüşmeye kadar sürekli iletişim halinde ve takipte kalıyor olunmasıdır. Program sürecimizin içerisinde  kişinin yıprandığını hissettiği anda motivasyon görüşmesi yapabileceği, doğru porsiyona karar vermesi ya da aklına takılan herhangi bir sorunun giderilmesi için whatsapp iletişimi olmalıdır.

Son olarak; 

Kişiye özel hazırlanan beslenme programı bireyin yaşam şekli ve değerlerine göre hazırlanmıştır.  Sosyal çevre, ekonomik durum, kullanılan ilaçlardan bireysel enerjimiz kadar birçok şey süreci etkiler. Bu nedenle bir başkasının listesine değil kendi listenize uymaya özen gösterin.

 

Diyetisyen Hilal Genç


İstanbul Medipol Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden 2019 yılında mezun oldum.

Mezuniyet sonrası bulunduğum hastane bünyesinde polikliniğe gelen hastaların tedavisi ile bir çok hastalık üzerine çalıştım. Meslek hayatım boyunca 550’den fazla danışanımla eğlenceli süreçler geçirerek başarılı sonuçlar aldık.

Diyetisyen olarak amacım; danışanlarımın hayatlarını kısıtlamadan sağlıklı beslenmeyi hayatlarına entegre ederek kişisel programları ile sürdürülebilir bir yaşam oluşturmak. Bu süreçte yapacağımız çok fazla alternatifimiz var.
Gelin bu yolda birlikte yürüyelim. İstanbul- Bayrampaşadaki ofisime sizleri bekliyorum.

Copyright by Hilal Genç 2022

Open chat
Scan the code
Merhaba